29 Aralık 2009 Salı

Akvaryum Koyu (Datça)



(Büyük hallerini görmek için fotoğraflara tıklayabilirsiniz)

Datça Akvaryum koyu'na ilk kez on yıl kadar önce gitmiştik. Tekne turuyla mola verdiğimizde öğrendiğim bu küçük ve güzel koya ancak bir dağ yolundan 40-45 dakikalık bir yürüyüşle veya tekneyle ulaşılabiliyor.Ertesi gün eşimide razı ederek buraya zorlu bir yürüyüş yapmış ve günümüzün büyük kısmını sadece gezi tekneleriyle paylaştığımız bu koyda geçirmiştik. Çok güzel bir koy olmasının yanında adını fazlasıyla hakeden deniz altı
zenginliğiyle, şnorkelle yüzerken bile kendinizi tropikal denizlerde yüzüyor hissi veriyordu.Binlerce balıktan oluşan sürülerin içerisinden geçiyor, rengarenk duvarlar boyunca bazı mercan ve diğer deniz canlılarını görebiliyorsunuz.Küçük balıklardan oluşsa bile büyük bir sürünün içinden geçmek veya hiç görmediğin
değişik bir canlıyla karşılaşmak; hayranlıkla birlikte ürperti hissine de neden oluyor.
  
         Bu yaz yine tatil için Datça'ya gittiğimizde Akvaryum koyu'nun aradan geçen on yılda değiştiğini yapılaşmanın oraya ulaşmasa bile ilerlemiş olduğunu belki yol açılmış olduğunu tahmin etmiştim.Sıradan kumsallarda vakit geçirmek bana cazip gelmediğinden
daha önceden tadına doyamadığım Akvaryum Koyu yine aklıma düştü. Tatile birlikte çıkdığımız Alper, Güneş ve Eşimide ikna ettikten sonra yine koya dağdaki keçi yolundan zorlu bir yürüyüş gerçekleştirdik.Fakat tahminlerimin doğru çıkmadığını, yürüyüşün başladığı Kargı Koyu'na dahi yeni yapı dikilmediğini Akvaryum koyu'nda bu anlamda hiç değişiklik  olmadığını görerek sevindim. Ancak doğru dürüst bir kontrolün olmadığından, gezi tekneleri ve yatların düşüncesizce bıraktıkları atıklar koyun suyunu hayli bozmuştu.Hatta biz orada iken atıklarını bırakan bazı teknelerin pisliğinden yağ içerinde kalıp iğrenerek sudan çıkmak zorunda kaldık. Yıllar önceki doğallığı değişmemekle beraber
temizliğinden eser kalmamıştı.
  
Buda ülkemizde resmi kurumlardan memurlar, çalışanlar çıkarılırken, onlara iş bulunmazken denetlemelerin neden yeterince yapılmadığı doğru bir planlamayla ülkemizin varlıkların korunmadığı,bunun için bir kontrol sistemi kurulamadığına şaşmak gerekiyor. Bir çok konuda müfredatımız, yasalarımız yeterliyken sadece denetlenmediği ve doğru sistem  kurulamadığı için varlıklarımız hızla azalmaya devam ediyor. Plansız, aç gözlü bir tüketim toplumu olarak sadece günümüzü kurtarmakla meşgulüz.

1 yorum:

  1. Ege denizi ile Akdeniz'e birbirinden ayıran bu muhteşem coğrafyada ivedilikle kesin ve net bir koruma alanı oluşturulması lazım.

    YanıtlaSil