Yelkencilik üstüne...

Yelkenli teknelere karşı uzun zamandır süren bir sevgim vardir. Denizi zaten çok severim, birde deniz üzerinde rüzgar gücü ile yol alan,deniz ve doğayla tamamen uyumlu ,çevreyi kirletmeyen ,gürültüsü olmayan, deniz üzerinde bir kuğu gibi süzülen yelkenliler bana her zaman çok çekici gelmiştir. İzmir'de yelken eğitimleri veren Erhan Uyan ile iki yıldır görüşmekteydim. Sakatlıklar ve zamansızlıktan bir türlü isteyipte uygun bir dönemde yakalayamadığım yelken kursuna bu yıl katılmam mümkün oldu. Dört teorik dersin ardından  denizde uygulamalı derslerle kursumuz devam ediyor. Hocamız Erhan Uyan gerçekten yelkenciliği ve denizi seven ,daha geniş kesimlere bu sevgiyi ve bilinci yaymaya çalışan değerli bir arkadaş. İnternet üzerinden de faaliyetlerini  http://www.uyansailing.com/  adresinden takip etmek mümkün. Yelkencilik ise gerçekten farkli bir tadı olan bir denizcilik şekli. Bilmem kaç beygir gücünde motoryatlarla denizde belli bir amacı olmadan gezen ,kendini güçlü hisseden bazı kimselerin tersine, yelken; girişte bahsettiğim gibi  denizin (dolayiısıyla doğanın) bir parçası olduğumuzu hissettiğimiz bir uğraş. Denizdeki ve gökyüzündeki değişiklikleri gözleyip yorumlamayı ,doğayı hem sevmeyi hemde saygı duymayı öğretiyor bize. Sadece rüzgar gücüyle denizin üzerinde süzülen yelkenlide olmak insana denizin ve doğanın parçası olduğunu yadsınamayacak şekilde hissettiriyor.

    Günümüzde modern insanın en önemli çıkmazlarından biride bu. Yaşadığı karmaşanın içinde kendini tanımlamak en basit insan davranışlarında bile anlamlandıramadan koşuşturmanın içinde kaybolup gitmek. İşte bu yüzden daha çok insan şehirde ki  hayatından, kariyerinden  vazgeçip kırlarda veya bir köyde yaşamayi seçiyor. Yelkencilik ve doğayla ilgili diğer uğraşlar ;modern yaşam tarzında şehirin bizi koparttığı doğaya dönmek açısından çok önemli. İnsan doğayla uyum içerisinde varolduğunu hissedince hayatı gerçek bir anlam kazanıyor bence.